212 Outlet -2. katta bulunan Korkut Kitabevi’nde son zamanlarda en çok satan kitapları sizin için araştırdık. Bakalım ziyaretçilerimiz en son hangi kitapları almış ve okumuş.
Arsen Lüpen güzel bir kadınla karşılaşır. Mavi gözlü ve oldukça güzel olan bu kadın Arsen Lüpen’in ilgisini tamamen üzerine çekmiştir. Kadını takip eden Lüpen’in yolu bu kez bir trende son bulacaktır. Trende gerçekleşen soygundan sonra Arsen Lüpen için asıl kargaşa başlamaktadır. Ortada bir katil vardır. Asıl suçlular aranırken Lüpen her zamanki gibi olayın tam da ortasında olacaktır. Şu ana dek görülmüş en zeki en hızlı en çapkın en eğlenceli hırsız Arsen Lüpen kılık değiştirme konusunda oldukça ustadır. Makyaj sanatında oldukça iyi olan sevimli hırsız atıldığı her macerada farklı bir kimliğe bürünerek masumların imdadına koşar.
Maceramız bir gemi yolculuğu ile başlıyor. Arsen Lüpen bu yolculukta elindeki her şeyi kaybetmektedir. Bu sırada tutuklanmaktan da kaçamaz. Ama unutmayalım ki zeki hırsızın her zaman bir planı vardır. Aklında yeni bir soygun vardır. Ve karşısında olan insanların onun zekâsıyla savaşması gerekir. Bu kitapta sizi şaşırtacak bir isim daha beklemektedir.
İçinde bulunduğu en zor durumda bile nüktedanlığını kaybetmeyen zenginlerin cebini boşaltıp fakirlere yardım eden pervasız ve küstah Arsene Lupen’dir o! En öldürücü silahı esprili buluşlarıdır. Kalbini tek bir kadına değil hayatının kadınlarına adamıştır. Bir edebiyat karakteri olarak yaratılmasının üzerinden yüz yıldan fazla geçmiş olmasına rağmen hala genç ve diri bir şekilde silindir şapkası pelerini ve monoklüyle aramızda yaşıyor.
Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerine zulmeden, emeklerini sömüren çiftlik sahibini domuzların planıyla devirip, yönetimi ele geçirirler. Amaç; eşit ve daha iyi koşullarda yaşayabilmektir. Başta her şey iyi gider. Her hayvan gücünün yettiği kadar çalışır, güçsüz ve zayıflar korunur. Zamanla domuzlar yeni yasalar koyar ve üstünlüğü ele geçirirler. Sözde bunları onların iyilikleri için yaptıklarını söylerler. Eşit bir hayat için başkaldırmış olan bu hayvanlara göre bir şey değişmez. Domuzlar yönetici, diğer hayvanlar yine işçi muamelesi görür. Hayvan Çiftliği sosyalizme, Stalin Dönemi’ ne ve çarlık devrimine yapılmış bir eleştiridir. Ama aynı zamanda bugünü ve bugünün sistemini de tahmin edip eleştirmiş gibi. Orwell yine öngörüsünü konuşturmuştur. Diktatör yönetimi, kokuşmuş düzeni, eşitsizliği, adaletsizliği, ayrımcılığı, sömürüyü net bir şekilde okuyucularına resimlemiştir. Yazar öyle başarılı betimlemeler yapmış ki kendiniz yaşıyor ve kahramanların hayvanlar olduğunu unutuyorsunuz.
Bir ayı aşkın süredir vücudunda taşıdığı ağır yara -kimse yerinden uzaklaştırmayı göze alamadığından, elma gözle görünür bir hatıra gibi etin içine gömülüp kalmıştı- tiksinti veren o feci görünümüne karşın, babasına bile Gregor’un nihayet ailenin bir üyesi olduğunu anımsatmıştı. Kendisini düşman gözüyle görmemek, Gregor’a karşı duyulan nefreti içe atıp ona hoşgörüyle, yalnızca hoşgörüyle davranmak gerekiyordu. Gerçi Gregor, aldığı yara dolayısıyla devinim yeteneğini belki de sürekli yitirmişti ve şimdi odasının bir başından öbür başına gidebilmek için yaşlı bir malul gazi gibi dakikalar ve dakikalarca uzun bir zamanı gereksiniyordu. -yükseklerde sağa sola tırmanmak diye bir şey söz konusu olamazdı artık- Ama durumundaki bu kötüleşmeye karşılık kazandığı bir şey vardı, kaybettiğinin yerini haydi haydi tutuyordu. Her vakit akşamüzeri, kendisinin daha önceden hep bir iki saat dikkatle gözetlediği salonun kapısı açılıyor, salondan bakılınca seçilemeyecek gibi karanlıkta yatan Gregor, bütün aileyi aydınlık masanın başında otururken görebiliyor ve konuşmaları bir bakıma herkesin izniyle, yani eskisinden bambaşka türlü dinleyebiliyordu. Kuşkusuz artık bu konuşmalar, Gregor’un otellerin daracık odalarında kendini rutubetli yatak yorganlar içerisine attığı geceler hep bir özlemle aklından geçirdiği eski günlerin canlı söyleşilerine benzemiyordu.
Anne hayat dolu, neşeli, azimli, sevecen, anlatacak çok fazla şeyi olan, çok tatlı bir çocuk karakter. Aslında hepimizin Anne’den öğreneceği o kadar çok şey var ki, başucunda tutup her umutsuzluğa kapıldığında, bir şeyleri yapamayacağını düşündüğünde, mutsuz hissettiğinde açıp okumalık bir kitap.
Ünlü Fransız eğitimci ve filozof Jules Payot bu çalışmasında da yine mutlu olmanın yolları ve yapılması gerekenler üzerinde durmaktadır. Kişinin çalışma hayatında olduğu kadar özel hayatında da dikkat etmesi gerekenleri verdiği çarpıcı ve zengin örneklerle dolu bu eseri tam bir başucu kitabı niteliğindedir.
Listemizde bulunan kitapları ve çok daha fazlasını Anpa Gross karşısındaki Korkut Kitabevi standında en uygun fiyatlara bulabilirsiniz.
*Kitap açıklamaları yayınevlerinin tanıtım metinleridir.